Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | hafif rüzgar | breeze i. | ||
Sweet scents are borne on soft breezes. Hoş kokular hafif rüzgârlarla yayılır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | hafif rüzgar | breeze i. | ||
The candle's flame is flickering in the soft breeze. Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor. More Sentences |
||||
Genel | hafif rüzgar | air i. | ||
Genel | hafif rüzgar | light breeze i. | ||
Genel | hafif rüzgar | zephyr i. | ||
Genel | hafif rüzgar | flurry i. | ||
Genel | hafif rüzgar | cat's paw i. | ||
Genel | hafif rüzgar | breath i. | ||
Genel | hafif rüzgar | light wind i. | ||
Marine | ||||
Denizcilik | hafif rüzgar | light air i. | ||
Geography | ||||
Coğrafya | hafif rüzgar | breeze i. | ||
Meteorology | ||||
Meteoroloji | hafif rüzgar | skiff i. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | hafif rüzgar | gale i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | hafif (rüzgar/yağmur) | soft s. |
Genel | hafif (rüzgar/yağmur) | gentle s. |
Marine | ||
Denizcilik | hafif ile orta ağırlıklı kumaştan yapılan ve rüzgar altı seyir esnasında kullanılan yelken | balloon spinnaker i. |
Geography | ||
Coğrafya | hafif rüzgar esintisi | loom-gale i. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | (rüzgar) hafif yelkenlileri sürüklemeye yetecek kadar güçlü esmek | overblow f. |